13 Aralık 2015 Pazar

Kalbinin merkezinde ne var ??


Sure Ra'd, 28. Ayet: "Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur"

Kalbin merkezinde ne varsa Allah'tan başka o üzer seni. Merkezinde Rabbin varsa ve onun istediği gibi yaşıyabiliyorsan, sen mutlusun. Aşk'ın başlangıç noktası bu hissiyattir işte..Allah'a yakın olmak.
Sen bu sebeple barışık olursun kendinle, özgüvenin artar. Etrafınada huzur verir ve sevği olursun..


İnanmak, sevmek, korkmak, insanın kalbindedir. Kalbi temiz olan, dine uyar. Kalbi kötü olan dinden kaçar. Iyi ahlakın ve kötü huyların yeri kalbdir. Kalbi temizlemek için nefsin arzularını yapmamak lazımdır. Bu elbette kolay birsey deyil. Nefsimiz, haramları, mekruhları arzu eder. Nefsimiz, iyilik ve ibadet yapmak istemez. İyilik ve ibadet ederek kalbimiz temizlenmelidir.

Namaz kılmak, kalbi temizler. Günahların affedilmesine sebep olur. Namaz kılarken, Allahü teâlânın büyüklüğünü, O'nun yarattıklarını senin üzerindeki güzellikleri düşünüp şükür etmek lazımdır. Ancak, böyle kılınan namaz, kalbi temizler, insanı kötülük yapmaktan korur.

Bir kalpte bir çok şey nasıl sevilir?
Bir gün Hz Muhammed (s.a.a), Hz. Ali’ye (a.s)  şunu sorar:“Ya Ali (a.s), Allah'ı sever misin?” “Hiç Şüphesiz!”
“Beni sever misin?” “Elbette.”
“Peki hanımın Fatımayı?” “Evet.”

"Pekala, ya cocukların Hasan'la Hüseyin'i?” Severim ya Resulullah!”
Peki bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun? Hz. Ali (a.s) bu beklemediği son soru karşısında şaşırmış ve cevap verememişti.
"Bunu düşünmem gerek" deyip oradan ayrılmıştı. Hz. Ali (a.s)düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma (a.s) bu durumu fark edip "Nedir bu hal, ya Ali (a.s)?" der.“Eğer bu düşünceli halin, dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz, bırak gitsin. Yok, bu halin Rahmani kaygılardan dolayı ise, anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım”der. Hz. Ali (a.s), Efendimizle geçen diyalogu bir bir Hz. Fatıma’ya (a.s) anlatır.
Hz. Fatıma (a.s) durumu öğrenince tebessüm eder ve Hz Ali’ye (a.s) der ki: "Ya Ali babama git ve deki, kişi Allah’ı (cc) aklıyla ve ruhuyla sever, Peygamberimizi kalbiyle sever, eşini nefsiyle sever, çocuklarını ise şefkatiyle sever."
Hz. Ali(a.s), aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Efendimizin yanına gelir. Hz. Fatıma (a.s) annemizden öğrendiklerini, Efendimize anlatır. 
Hz. Muhammed (s.a.a)cevabı alınca tebessüm eder ve der ki, “ya Ali bu bana getirdiğin gül, nübüvvet ağacından koparılmıştır.”


Fotoğraf -> Halzaim Hamdi

4 yorum:

  1. Hz. Fatima annemiz ne güzel cevaplamış. Çok doğru bit tesbit.

    YanıtlaSil
  2. Son örneğin ne kadar derin manalar taşıyor aslinda. Ne çok şey demek istemiş Hazreti Fatıma. Bizler kalplerimizi paramparça etmişiz, kimi neyi niçin sevdiğimizi bilmez haldeyiz. Nasıl sevmemiz gerektiğini özetleyen bu güzel örnek için Allah senden razı olsun Selmacım.

    YanıtlaSil