6 Aralık 2015 Pazar

Zamana ait misin yoksa sahipmi..??



Kur’ân-ı Kerîm’in 103. sûresi:
"Vel'asr. İnnel'insâne lefî husr. İllellezîne âmenû ve amilûssâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr."

Asr burda zaman demektir.
Asra yapılan yeminle insan hayatında zamanın önemini bu sûreden anlıyabiliyoruz. Rahmet yolumuzda bizim için zaman en büyük imkandır. Zaman olmamış olsaydı aslında amel de olmazdı. Dolayısıyla zaman bize verilmiş en büyük nimetlerden biridir.

Mustafa Islamoğlu."Aslında vel ‘asr ile düşündüğümüzde, 1. ayetle birlikte; Vel ‘asr, innel insân ele fiy husr; asra yemin olsun ki insan kesinlikle ziyandadır, kayıptadır, hüsrandadır. Hayatın hasılatı hesap günüdür.
Cennet zaman varsa kazanılır. Zamana ait olmak değil zamana sahip olmaktır esas olan. Peygamberler zamana ait değillerdi, zamana sahip idiler zamanı inşa ettiler.  Onun için zaman bizim içindir, biz zaman için değiliz, asla. Zaman bize hediyedir."

Bir hikaye

Almanca dil kursuna giden bir Türk öğrencinin yaşadıkları..
Alman hoca çok disiplinli biriydi. Bilhassa zaman açısından hiç müsamahası yoktu.
Bir hafta boyunca, kimin ne kadar dakika geç geldiğini tespit ediyor ve onları geç kaldıkları süre kadar sınıfta tutuyordu. Bir gün, haftalık cezası 18 dakika tutan bir öğrenci kızarak şöyle dedi:
"Neredeyse saniyeleri hesap edeceksiniz. Neyse hatırınız için başka bir zaman on dakika sınıfta kalayım. Şimdi çok acil bir işim var!"
Alman Hoca şöyle konuştu: "Olmaz. Çünkü siz önem verdiğiniz işlerde bu kadar hassas olsaydınız, şimdi benden 18 dakikalık bu cezayı almazdınız. Zira ders de sizin için önemli bir iştir. Bu bakımdan şimdi kalacaksınız ve size 18 dakikalık bir ders vereceğim." 

Bir broşür göstererek "Buna bakınız lütfen" dedi.
Bu bir tren tarifesiydi. Öğrenci göz ucuyla bakıp iade edecekti ki, “Hayır daha iyi incelemenizi istiyorum” dedi hoca. Trenlerin kalkış ve varış saatleri değişik ve karmaşıktı. Mesela trenlerin kalkış ve varış saatleri 08:03, 11:56; 15:11,18:26, 20:43 gibi küsuratlı şekilde düzenlenmişti.
Cezalı öğrenci şöyle dedi: "Bakınız, işte burada Avrupalı kafanın mantıksızlığı açıkça görülüyor. Ne demek yani 3 geçeler, 4 kalalar, 11 geçeler, 17 kalalar. Şuna üç buçuk, dört buçuk deseniz olmaz mı?" Alman hoca hafif bir tebessümle; "Kendinize hakaret etmeyin. Çünkü bu tarifenin böyle düzenlenmiş olması “Avrupalı kafa”nın mantıksızlığı değil Müslüman kafa”nın tutarlılığıdır.
Çünkü, biz saati de, zamanı kullanmayı da Müslümanlardan öğrendik."

"Siz Müslümanların ibadetlerinde yer önemli değildir. Dünyanın her yerinde ibadet edilebilir. Ama zaman çok önemlidir. Çünkü her ibadetin kendine ait bir vakti vardır. Hatta bu vakit, ibadetin şartıdır. İbadetlerin vakti de bizim tren tarifesi gibi hep küsuratlıdır. Üstelik bu vakitler de sürekli değişirler. Böylece Müslümanlar, her gün değişmekte olan zamana karşı uyanık durma, zamanın kıymetini anlama ve onu iyi değerlendirmeye yönlendirilmektedir. Bizim zamana bakışımızın ilham kaynağı siz Müslümanlarsınız."

Rabbim bizleri zamanı verimli kullanan ve namazı vaktinde kılan kullarından eylesin..

2 yorum:

  1. Cok güzel yazmışsın. Ellerine saglik. Bu senin güzel temiz kalbinin yansimasi. Yollun acik olsun can dostum. Hersey guzel gönlünce olsun!
    Arzu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Can dostum amin Allah razi olsun! Ziyaretinden dolayi teşekkur ederim :)

      Sil