11 Haziran 2016 Cumartesi

Ramazan ayı..




11 Ayın Sultanı Ramazan ayı hoşgelmiş!! 

Öncelikle hepinize hayırlı Ramazanlar. Oruçluk nasıl gidiyor? Sadece oruç tutmak yada ibadet etmekle geçirmemeliyiz bu günleri. 

Ramazan ayı kötü davranışları/alışkanlıkları bırakmaya ve güzel alışkanlıklar edinmeye vesile olacak bir aydır. Bu nedenle bu ayı sadece yeme içmeden kesilme ayı diye görmeyelim. 

Yalan, gıybet, kıskançlık, alay etmek, kibir (büyüklenmek), Anne Baba ve büyüklere karşı saygısızlık, sabırsızlık vesaire. Bunlardan hangisi var sende?? "Yok bende olmaz" deme vardır muhakkak. Emin olmak istiyorsan evde yada dişarida sana en yakin olan kişiye sor "bende sevmedigin bir huyumu söylermisin? Sence neyi deyiştirmem gerekir kendimde?" 

Ramazan ayı sabır ayıdır. Oruçlu insan sadece açlığa ve susuzluğa değil, her türlü zorluga karşı sabretmeyi öğrenir. Çünkü “Oruç sabrın yarısıdır" demiş Sevgili Peygamberimiz (s.a.a).

Peygamberimiz de kötü davranış karşısında bir Müslüman’ın nasıl davranacağını şöyle dile getirmektedir: ''içinizden her kim çirkin bir davranış veya hoş olmayan bir şey gördüğünde onu eliyle değiştirsin. Bunu eliyle değiştirmeye gücü yoksa diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmiyorsa gönlünde o şeye veya harekete buğzetsin (tepkisini canlı tutsun)...'' Böylece peygamberimiz kötü davranışlar karşısında suskun kalmamamız gerektiğini açıkça belirtmektedir. 

"Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır."Âl-i İmrân, 104.

Hayırlı iftarlar..

13 Mart 2016 Pazar

Sev kendini



"Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez."Kasas, 77.

Şu an bu yazıyı okuyan gönlü güzel insan
Önce kendi değerini bil..
Önce kendini sev..
Unutma ki sen eşsizsin.
Doğrularınla, yanlışlarınla bir sen daha yok bu dünyada. Mutlu olmayı hak ettiğini bilirsen mutlu edebilirsin. Cevrendekilerde sen gülümsersen gülümser..
“Her şey güzel olacak” de ve önce sen inan buna'.
Güzel şeylerin hayalini kurmaktan vazgeçme hiç !!
Bakarsın bir gün gerçek olur herkesin hayalleri, Bakarsın en sevdiğin masalın içinde bulursun kendini hiç ummadığın bir anda… Yeter ki iste
“Neden olmasın” de ve kocaman gülümse
Özümse kendini, kabullen…Unutma vaktimiz dar :)

                                          
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan... 
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek..
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.
"İyi ki yanımdasın" bayram, "Her şeyi sana borçluyum" bayram, "Hiç pişman değilim" bayram..
Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve eli dolu gidebilmek, konu komşuyla iyi gecinmek, akşamları eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek bayramdır
Yol arkadaşının, eşinin yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..

 
“Her şey güzel olacak” de ve önce sen inan buna'.
Sağlıcakla kal

21 Şubat 2016 Pazar

Nasip

"Rabbiniz, lütfundan nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütendir. Şüphesiz O, size karşı çok merhametlidir."İsrâ, 66.

Nasipten Ötesi Yok

Gencin birisi Kabede hep "ey doğruların yardımcısı olan Allahım, ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allahım, sana hamdü sena ederim," diye dua edermiş. Birisi: "Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka birşey bilmiyor musun?," der. O da anlatır:

Yedi sekiz sene önce yine Kabede iken içi altın dolu bir torba buldum. Tam bin altın vardı. İçimden bir ses:
"Bu altınlarla, şunları şunları yaparsın" diyordu. Hayır dedim kendi kendime. Bu benim değil. Başkasının malı, kullanmam haram olur dedim. Bu sırada birisi
 "Şöyle bir torba bulan var mı?" diye bağırıyordu. Çağırdım onu.
 "Nasıl bir torbaydı? İçinde ne vardı?" diye sordum. Torbayı tarif etti ve "İçinde bin altın vardı" dedi.
 "Torban burada." diyerek verdim. Adam torbayı açıp bana otuz altın verdi. Pazara gittim.

Temiz yüzlü genç bir esiri överek satıyorlardı. Gencin temizliği dikkatimi çekti. Yanlarına gittim,
 "Bu köle için ne istiyorsunuz?" dedim. "Otuz altın dediler". Adamdan aldığım otuz altını verip genci satın aldım. Bir iki yıl geçti. Genç çok çalışkan, çok edepli idi. Onu aldığıma çok memnun olmuştum. Bir gün onunla giderken karşıdan iki üç kişi geliyordu. Genç bana dedi ki "Efendim, ben Fas emirinin oğluyum. Bu gelenler babamın adamları. Beni buldular. Senden beni satın almak isterler. Sen iyi bir insansın. Onlara otuz bin altından aşağıya satma." dedi.

O kişiler yanıma geldi."Bu esiri bize satar mısın?" dediler. "Satarım." dedim. "Altmış altın verelim." dediler. Ben de "Olmaz." dedim. "Sen bunu pazardan otuz altına almadın mı? Biz sana iki mislini veriyoruz" dediler. "Öyleyse gidin pazardan alın." dedim. Arttıra arttıra yirmibin altına kadar çıktılar. Otuzbin altından aşağı olmaz dedim. Çaresiz kabul ettiler.

Ben o otuzbin altın ile işyerleri açtım. Ticaret yaptım. Daha çok zengin oldum. Bir gün bana arkadaşlarım,
"Çok zengin bir ailenin iyi bir kızı var. Babası yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim." dediler. Ben de "Olur." dedim. Nikah kıyıldı.

Deve yükleri çeyizini getirdiler. Çeyiz arasında bir torba dikkatimi çekti. Kıza, "Bu nedir?" dedim.
"İçinde 970 altın var. Babam Kabe'de bunu kaybetmiş. Bulan gence otuzunu vermiş. Kalanını da bana hediye etti. Çeyizine koyarsın dedi" diye anlattı. Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım nasibim miş. Vermese idim haram yoldan gelecekti. Şimdi helal yoldan yine bana geldi. Bana yardım edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce Rabbime hamd ederim..."

Hayırlı günler

Fotoğraf -> Mehmet Ilhan

14 Şubat 2016 Pazar

Sevgi..bugün ve hergün!

                                                                                    
"Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır." Rûm süresi 21. ayet

Sevgi günü ya bugün.
Hadi bugün Allah'a sevgini göster. O'nun için bir şey yap. Sev O'nun sevdiklerini, sevmediklerinden uzaklaş.  

O, sana sendende yakın..
O, seni senden de iyi bilen..
O, sen O'nu bıraksan da seni asla bırakmayan Rabbin.
Sevgi günü ya bugün, bilirsin seven hep sevdiğini düşünür ya.  Bugün sen de hep O'nu düşün! O'nun hoşuna gidecek bir şey yap.  Meselâ; 
-şimdiye dek isteyip te yapamadığın bir emrini uygula bugün. 
-kılamıyorsan, bugün namaza başla. 
-Kur'anı mutlaka öğreneceğim" de. Biliyorsan, öğretmek için bir talebe bul kendine, 
-bir ayet ezberle ve uygula onu
-bugün bir hadis öğren ve öğret onu
-bir çocuğu sevindir bugün
-ya da çal komşunun kapısını,yüreğini bölüş, O'nu (cc) anlat bu vesileyle 

Bugün O'nun için birşey yap.  Ama yalnız O'nun için.. Nefsini hiç karıştırma! Cennet hesapları yapma bugün, karşılık bekleme. 
Bugün şöyle bir düşün; 
-Sevdiklerine ne kadar çok vakit ayırıyorsun?
-Fanî dediğin şu dünya için ne kadar çok çalışıyorsun?
-Nazlıca ağlayan yavrunun sesiyle nasıl fırlarsın yatağından, o soğuk gecede?
-İşverenin ay sonunda vereceği maaş için nasıl kahredersin kendini?
-Sınıfını geçebilmek için, iyi not alabilmek için, nasıl geceni gündüzüne katarsın?
-Eşini, çocuklarını, anneni, babanı, nişanlını memnun etmek için nasıl da çırpınırsın ? 

Tüm bunlar ve senin de ekleyebileceğin dahaları için yaptıklarının, yüzde kaçını Allah için yaptın bugüne kadar?
Evet bugün sevgililer günü.. Sen de buluş Sevdiğinle bugün. At kendini seccadeye, bir tövbe et, dönmemecesine.. O'nun sevmediği herşeye "elveda" de.  Gözyaşların armağan olsun O'na.. Gözyaşların ve zaten O'nun olan yüreğin.. Bugün ve hergün..



Fotoğraf -> Selim Pala

7 Şubat 2016 Pazar

İnsanlar neden bağırarak konuşur ??



Fotoğraf -> Mehmet Ilhan

Sevdiğim kıssalardan biri...

İslâm alimlerinden biri talebeleriyle Basra kıyısında gezinirken deniz kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Talebelerine dönüp:
"İnsanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?" diye sormuş.
Talebelerden biri:
"Çünkü sükûnetimizi kaybederiz" deyince mübarek zat:
"Ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden yüksek sesle konuşuruz? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de duyurabilecek ve demek istediklerimizi rahat aktarabilecekken niye avazımız çıktığı kadar boğazımızı yırtarak bağırırız?" diye tekrar sormuş.

Talebelerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: "İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak mecburiyetinde kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları lazım gelir."

"Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır.
"Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur?" Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile lüzum kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini hakiki olarak seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir."

Daha sonra mübarek zat talebelerine bakarak şöyle devam etmiş: "Bu sebeple tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine müsade etmeyin, izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözlerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz... Allahü teala muhafaza buyursun..."
Hazreti Mevlâna'da ne diyor:
"Zerzevatçı bağırır, sarraf bağırmaz,
Eskici bağırır, antikacı bağırmaz,
Söyleyecek sözü, fikri kıymetli olan bağırmaz
Bağıran düşünemez, düşünmeyen kavga eder..."

Sağlıcakla kalın..

13 Ocak 2016 Çarşamba

Hayâ duygusu..neydi?

“Hayâ imandan bir bölümdür, hayası olmayanın imanı da yoktur.” Hz. Muhammed (s.a.a) 

Öncelikle..hayâ nedir?
Kişinin başkalarından çekinmesi ve utanması, toplum içinde saygılı olması, nerede ne konuşacağını ve nasıl davranılması gerektiğini bilmesidir.

Utanmak, çekinmek ve sıkılmak manalarına da gelen hayâ, islam ahlakında çok önemli bir yer tutmaktadır. Bazen sana bir kelime denildiğinde kilitlenirsin bu utanmaktır, hayâ'dandır.

Dinimize göre nasıl davranmamız gerekiyor?
Dinimiz öncelikle Allah’tan utanılması gerektiğini vurgulamıştır. Evet, öncelikle Allah’tan utanmalıyız, bir iş yapacağımız vakit öncelikle "Allah, yapacağım bu işe nasıl bakar". "Rabbim bu işten hoşnut mu, hoşnut değil mi?" Diye ilk önce bunu düşünmemiz gerekiyor.

Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurdular:
“Haya, haramdan sakınmak, sükût etmek, suskun olmaktır. Dil sessizliğidir, yoksa kalp sessizliği değil. Bunlar âhirette sevabı arttırır, dünyalığı ise azaltır."

Hz. Muhammed'in (s.a.a) hayası gereği başkalarının kusur ve ayıplarını hatırlatmaz ve söylemezdi. Söylenmesi gerekse dahi, doğrudan değil de, dolaylı olarak uyarıda bulunurdu.
Aynı şekilde birisinden kötü bir şey duyduğu, hoşuna gitmeyen bir söz işittiği zaman da benzer biçimde davranır, o adamın yüzüne vurmazdı.
Peki ya biz nasılız  ??

Bir olayda Peygamberimizin (s.a.a) tavrı:
“Peygamber Efendimiz (s.a.a.) bir adamın elbisesinde sarı bir leke gördü. Fakat adama bir şey söylemedi. Adamcağız kalkıp gittikten sonra Sahabîlere: “Ona söyleyin de o lekeyi temizlesin” buyurdu.
Peygamberimizin (s.a.a) ahlâkını kendimize örnek alabiliriz. O'nun ahlâkını ne kadar öğrenirsek hayatta o kadar başarılı oluruz :)
 
Sağlıcakla kalın..

22 Aralık 2015 Salı

Mevlid Kandili..

Bu gece Mevlid Kandili..Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed 'in (s.a.a) doğum günü.
 
Hz. Hüseyin (ra), babası Hz. Ali'ye (a.s) dedesinin bazı hallerini sormuş, Hz. Ali (a.s) de şu şekilde anlatmıştır:
"Hz. Muhammed (s.a.a) evine izin isteyerek girerdi. Evindeki zamanını üç kısma bölerdi. Bir kısmını Allah 'a (ibadet), bir kısmını ailesine ve kendisine. Sonra da insanlara ayırırdı."
 
Mevlid Kandili hem ibadet hem de akraba ve eşi dostu hatırlamak için güzel bir fırsat. Bugün belki hiç gitmediğin bir camiye gidip dua etme günüdür.
Bugünü hangi niyetle geçireceğin önemlidir.
İslam'da yapılan amellerin değeri niyete göre belirlendiği için, niyetin önemli bir yeri vardır.

Neler yapabilirsin?
- Suyu 3 defada ve oturarak içtiğin vakit Hz. Muhammed (s.a.a) gelsin aklina cunki onun tavsiyesidir bizlere.
- Selâm vermek hayırlıdır. Muhabbete başlamadan önçe Selâmun Aleyküm diye selâm verin demiş Peygamberimiz.
- Bolca salavat getirebilirsin
Salavat Peygamberi anmak, ona selam göndermek demektir. "Allahümme salli ala Muhammedin ve ala Ali Muhammed"

Kandilin mübarek olsun sana hayırlar getirsin inşAllah..